Girizgâh
2008 yılının Mayıs ayında, 28 yaşımın son aylarında, büyük bir depresyona girdim ve hayatımda bir dönüm noktası oldu. Dikkatimi dış dünyadaki olaylardan, para, kariyer, eş gibi konulardan alıp iç dünyadaki olaylara, kendim olma yoluna verdim.
Yıllar süren bir dönüşüm süreci başladı. Farklı ekollerden psikologlarla çalışarak yıllarca terapi gördüm, yine farklı ekollerden koçlarla çalışarak uzun süre koçluk aldım. Meditasyon, inzivalar, eğitimler, alternatif terapi destekleri derken, 8 yıl boyunca kendi iç yolumu yürüdüm. Dönüşümüm çevremdekiler tarafından fark edildi ve dile getirildi. Benden destek veya hizmet istendiğinde hazır değilim diyerek geri çevirdim.
Derken, 2016 yılının Mayıs ayına geldik ve içimin sessizleştiğini hissettim. O kadar sessiz, o kadar dingindi ki, etrafımdaki kişilerin dertlerini, hallerini, onlara tam bir mevcudiyet sunarak dinlemeye başladığımı gözlemledim. Bu bir işaretti. Hizmet vermeye hazır olduğumu anladım ve bir kariyer değişikliğine gittim.
Merak ettiğim bir anda, oturup düşündüm. Neden 2016’nın Mayıs ayında kendimi hazır hissettim? Neden daha önce veya daha sonra değil? Neden birdenbire içimden geldi? Ve bir hesap yaparak aradığım cevaba ulaştım. Hizmet sunmaya hazır hissettiğim an, kendi iç yolculuğumda 10.000 saati devirmiştim. Aldığım tüm seansların, meditasyon yaptığım saatlerin, tefekkür edip günlük tuttuğum saatlerin, katıldığım eğitimlerin tamamı, yani iç yoluma aktif olarak emek harcadığım saatlerin tamamı, 10.000 saati bulmuştu. 10.000 saat, Malcolm Gladwell’in Çizginin Dışındakiler (Outliers) adlı kitabında, bir kişinin bir konuda ustalaşması için pratik yapması gereken toplam saat miktarı olarak ifade edilir. Benim ustalaştığım alan, kendi iç yolumu yürümek. Sunduğum hizmetler de, kendi iç yolunu aktif ve bilinçli bir şekilde yürüyenlere/yürümek isteyenlere.
Gerek kendi yolumu yürürken, gerek günlük hayatımı yaşarken, gerekse sizlere hizmet sunarken benimsediğim birtakım yaklaşımlar var. Farklı çalışmalarda kullandığım farklı teknikler ve yöntemlerden öte, altta dikkatinize sunduğum bu altı yaklaşımı tüm çalışmalarımda bulabilirsiniz.
İç yolculuk, insanın kendi olma yolculuğudur
İlk terapi seansımda ağzımdan şunlar döküldü: “Ben, ben değilim. Ben, başka biriyim.” Sonradan öğrendim ki, her birimiz, bize genç yaşta öğretilenlerin, başımıza gelen koşullanmaların birer sonucuyuz. Ancak kendi iç yolumuzu bilinçle yürümeye başladığımızda, hakiki benliğimizle buluşma ve onu ifade etme şansımız var.
Rehber, içimizdedir
Aradığınız rehber dışarıda değil, içeride. Son sözü, içinizde derinlerden gelen ses söyleyecek. Onu duymak için içte ve dışta sessizlik önemlidir. Dışarıdan rehberlik hizmeti alırken de -ben ve benim gibi iş yapan kişilerle çalışırken-, hizmet veren kişinin tek amacının sizi kendi içsel rehberinizle buluşturmak olduğuna emin olun.
İçsel bağlantı, hayatın omurgasıdır
Kendi iç dünyasından haber alamayan bir kişi, bilinçsiz bir şekilde hayatın içinde sürüklenmektedir. Bedenimizi fiziksel olarak duyumsamak, duygularımızı fark ve kabul etmek, ihtiyaçlarımızı anlamak kendimizle bağlantı kurmamızı sağlar. Kurduğumuz bağlantı, bizi bu hayatta dik tutar.
İçte ne varsa, dışta o vardır
Eckhart Tolle’nin dediği gibi, “As within, so without”. Yaşadığımız hayat, olduğumuz şeylerin tezahürü. Gördüklerimizden memnun değilsek, içe dönme vakti gelmiş demektir. Dışımızda sevgi görmek istiyorsak, içimizde sevgi, dışımızda şefkat görmek istiyorsak, içimizde şefkat, dışımızda dürüstlük görmek istiyorsak, içimizde dürüstlük olmalı.
Hayat, olma-yapma dengesi üzerine kuruludur
Hayat, olma enerjisi (süreç odaklı, alıcı, dinleyen, dişil, rahim) ile yapma enerjisinden (sonuç odaklı, verici, konuşan, eril, rahman) oluşur. İbre bir tarafa doğru kaydığı zaman bireysel, toplumsal veya küresel düzlemde dengesizliğe doğru gideriz. Bireysel dengemizde nereye kaydığımızın bilincinde olmak ve az kullandığımız tarafı geliştirmek bizi dengeye getirir.
Kabul hali şefkatin, şefkat iyileşmenin kapılarını aralar
Kendimi, diğerini, olan biteni, yargılamadan, suçlamadan, kontrol etmeden, olduğu gibi kabul etmek birinci basamak. Kabul haliyle beraber kalp açılmaya, şefkat ortaya çıkmaya başlıyor. Önce kendime, sonra karşımdakine vereceğim kabul ve şefkat, seni, beni ve tüm dünyayı iyileştiren merhem.
Buraya kadar okuyan her birinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Umarım yolumuz kesişir.
Deniz Ünal